23 Kasım 2012 Cuma

İstemediğini bilmem için çok istemem gerek.

llaki başlayacaktı. Bir bakışla, bir sözle ve derinine inen acını deşen daha öncede bunun gibi bir neden arayan bir ben ile..Siz, ve sen evve biz'lilik.Söz verdik. tutamayacağımızı ikimizde deli gibi biliyorduk. Bunun ağır olduğunu ben daha çok iyi biliyordum. Sen daha fazla söz verdin. Dinledim ve kulaklarım buna şahitlik etti..Bedenimi,ellerimi gözlerimi yargılamaya hakkım yok,Onlar istemeden gördü tenini. Dokunmanın hayal gücündeki etkisi gibi. Titreşimler ele aldı beni. Dokunduğum zaman da korkmanın en güzel yanı, hiç kaybetmeyi düşünmemem olmasıydı..O an bitmek için yaşanır. Her şeye sahip olursun.. Gideceğine inanmak, sadece gözlerine aptalca eziyet edip, ellerini delice kitleyip, dudaklarını sessizce kitleyip, durup bakmakla aynı gibiydi..Sancıların bir çocuğu bir çok kere doğurdu. Ben şimdiden anlamıştım. Çığlıkların kulağımda.. Bundan bunu çıkarırdım..Sen ise damla damla terlerin, akan rimellerin, ve sıcaklığın derdinde..Bitti mi ?Hadi o zaman başa alalım..-Bir şarkıyı yeniden başlatalım.Sana anlattığım gibi olmayacak. Sürekli baştan dinlesen bile, asla ilk hissettiğini, hissetmediğimi adım gibi bilirim.Tekrarla o zaman, sen söyle.. - Sesinin titrek olmasını, sözlerin korkak söylenmesini ellerinin titrek olmasını kendimde bilirim..O zaman göz yaşların dudaklarına düşmeli,Tuz sesine, gözlerin korkak olmanı engelleyecektir. Sana pişman olduklarımdan bilirim..Daha öncede yaşadım.Senden sonrada bir son olacak. Bir ilk diyeceğim yenilikolacak, belkide evleneceğim kadın şuan kucağımda, onunla sevişiyor olacağım..Bunu bu hayallerden yazıyorum.Ama hangisiyle gerçek sevişeceğim ? Sana ayırmışken ilk gerçeğimi..Bir yanlışlıkla düzeltilmeyecek olan var mıdır bu doğrulukta.. ?Sen yine ağlat bebeklerini, İçinde çok çocuk öldüreceksin. Çığlıkların duvarı geçmeyecek ve ben asla duymayacağım..Kendime yalan söylediğim zamanlar da, eşimi daha çok seveceğim.. Bana rol yapmayı, ağlatmayı, şarkı söylemeyi öğreten deli bir sen ile, yeni bir hayata merhaba demek için, aynı gün içinde, farklı tenlerle kalkıp farklı aşklara uzanana denk. Sisli karanlık soğuk gecenin, buzlu bir güneşine merhaba diye seslendiğimiz o şeffah mutlulukla..''Günaydın bebeğim'' ''Günaydın sevgilim''Beden ile yazıldığında, hangisi daha gerçek ve vurgulayacak olucak ağzımızdan çıktığında,Yok ben pişmanım diyip savuramam..Bilirim, senden sonrası da olacak. İşte ben buna bitiyorum. Gelecek bizim yada onun elinde değil. Kalbinde değil. Hissettiklerimiz çalınıyor alınıyor satılıyor..Biz acaba hangi gerçeğin elinden, büyük bir parasızlıkla alınmış. Aynı kağıtları uçurtma gibi yapıp bir balkon attığımızda, hangisinin yükseldiğini hangisinin alçaldığını gördüğümüzde, bedenlerimizin buna farklı gözlerle cevap vereceği bir ruh taşır olmuşuz. Yada bununla doğmuş muyuzdur ?Sil ve tekrar yaz, tekrar yazıp silemeyeceğini de bilirim.İlk yazdığın gerçek, ilk aşkın gibi yalındır..Çocukluk derdik, çocuk gibi gülebilmek için..Annelerimiz acaba bizim için ne demeli bununla ilgili. Yada şu anda karısından/kocasından ayrı yaşayanların çocuklarıyla bir bütün olduğunun resmiyetiyle ilgilidir düşündüklerim..Bizler birer sen ve ben olduktan sonra,Çığlıklarımızın, çocuk seslerinden de bir farkının olmayacağını düşünüyorum. Her kelimenin uzayda, boşlukta seni seviyorumluk bir anlamı vardır. Küfürlerden bile bu çıkar.. Harflerimi çal.Nefret et.Kalbimi bırak,İhane et yine,Yine sevme,Ama iste.. Yine yeni yeni..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder